Yıllık izinlerini baba ocağında geçirmek için yaşadıkları ülkelerden yola çıkan Avrupa Türklüğünün Sıla-ı Rahim harekatı devam ediyor.
Trakya Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 24 Haziran'dan itibaren yaklaşık 1 aylık süreçte milyonları aşan Avrupa Türklüğü anavatanlarına geldi.
Bu yıl henüz gelişlerin tamamlanmamasına rağmen son yılların en yüksek gelişi olarak tanımlanmaya başlandı.
Geçen yıl tüm sezonda 511 bin, 2020 yılında 169 bin, 2019 yılında ise 626 bin Avrupa Türkü gelmişti. Gelişlerin ağustos ayı ortalarına kadar devam etmesi bekleniyor.
Yaşadıkları ülkelerde okulların da tatil olmasıyla memleketlerine ulaşmak için yollara düşen Avrupa Türkü Türkiye'ye giriş yaptıklarında büyük bir sevinç duyuyor.
Avusturya'dan gelen Hamdi Demirkaynak, AA muhabirine, uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından vatana geldiklerini söyledi.
Tatilini memleketi Sivas'ta geçireceğini anlatan Demirkaynak, "Türkiyemi çok özledim, her sene vatan aşkıyla geliyoruz. Her yıl çalışıyoruz, vatanımıza kavuşmak için o günleri iple çekiyoruz." dedi.
Tatilini ailesiyle birlikte geçireceğini aktaran Demir, özellikle bu sene sevdikleriyle hasret gidereceğini vurguladı.
"Çocuklarımıza sıla ziyaretlerini aşılamaya çalışıyoruz"
Belçika'dan gelen Afyonkarahisar'ın Emirdağı ilçesinden Hamza Fakı Çelik de iznini memleketinde geçireceğini söyledi.
İzinlerde aile ve akrabalarını ziyareti tercih ettiklerini belirten Çelik, "Çocuklarımıza da aynı şeyi aşılamaya çalışıyoruz. Örf ve adetlerimizi unutmasınlar onlar da yaşatsınlar' diye. Nesilden nesile geçtikçe daha çok tatil amacıyla gelmek istiyorlar ama bizim gibi olanlar memleket hasreti çekiyor tabi ki. Buna önem veriyoruz." dedi.
Çelik, izni az olanların daha çok tatil amaçlı geldiğini, uçakla tatil yapacakları yere gittiklerini dile getirdi.
Kendisinin de geçmişte bu tarz tatiller yaptığını ifade eden Çelik, "Ama memleket hasreti başka. Nereden geldiğimizi bilmezsek kendi çocuklarımıza bunları aktaramazsak kötü olur." diye konuştu.
"Avrupa'da akaryakıt fiyatları yükseldi"
Çelik, ziyaretlerinin önüne Avrupa'da yükselen akaryakıt ücretlerinin bile geçemediğini anlattı.
En önemli artışın akaryakıt fiyatlarında yaşandığını belirten Çelik, şöyle konuştu:
"Önceki seneler arabayla geldiğimizde Belçika'da 70-80 avroya depomuzu doldururken şuan 130-140 avroları buluyor. Aracımın deposu 55 litre. Deposu daha büyük olan kişiler 170-180 avro ödüyor. Türkiye'ye gelene kadar 3 depo yakıt tükettim. Biz de Belçika'da enflasyonu yaşar olduk.
Akaryakıt, ev kiraları, gıda ürünleri her şeyin fiyatında bir artış var. Bunu herkes hissetmeye başladı. Orada bir maaşla bir aile geçinemez. Mutlaka 2 kişinin çalışması gerekiyor. Bu sadece Türkiye'de değil artık, Avrupa'yı da vurmak üzere."
"Dünyanın her yerinde bir hayat pahalılığı var"
Avusturya'dan memleketi Yozgat'a giden Kadim Yalçın da ailesini ziyaret etmek için yurda geldiğini söyledi.
Memlekete gitmeden önce Çanakkale'de Şehitlikleri gezeceğini belirten Yalçın, "Ailemin yanında tatilimi geçirip geri döneceğim. Yeni yetişen nesil, sılayırahime değil tatil beldelerine meyilliler, deniz ortamını istiyorlar ama ben ailemi ziyarete geliyorum. Hedefim o. 12 yıldır karayoluyla geliyorum." dedi.
Yol masraflarının arttığını ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"Mazot fiyatları salgından önce 90 sentti. Şu anda 2,20, 2,30 avro civarında. Yüzde yüz bir artış oldu. Dünyanın her yerinde bir hayat pahalılığı var. Bu Avusturya'da da hissediliyor. '40 yılın en yüksek enflasyonu' diye bahsediyorlar orada, önlem almaya çalışıyorlar. Geçen sene 60 litrelik depoyu 60 avroya dolduruyordum. 1 avroydu mazotun litresi. Gelirken 130-140 avroya doldurdum."
Eskiden Bulgaristan’da depoyu fulardık
Eskiden Bulgaristan’da son benzinlikte depoyu fulardık, şimdi Türkiye’den çıkarken arabamızın deposunu son damlasına kadar doldurarak çıkıyoruz. Çünkü tüm pahalılığa rağmen en ucuz akaryakıt Türkiye’de
Kapılarımızdaki yoğunluk durumlarını aşağıdaki linklerden takip edebilirsiniz.