Azerbaycan'ın Karabağ'daki antiterör operasyonu

2. Karabağ Savaşı'ndan sonra bölgede geriye kalan meselelerin çözümü için devam eden diplomatik görüşmeler ve müzakereler olumlu sonuç vermedi. 2. Karabağ savaşında Azerbaycan 30 yıldır işgal altında olan 13 bin kilometrekare alanın 10 bin kilometrekaresine hakim olmuş geri kalan 3 bin kilometrekare alanda ise 2025 yılına kadar Rus barış birlikleri yerleşmişti. Azerbaycan tarafı Ermeni sivil halkın yaşadığı bu bölgeye sivillerin zarar görmemesi için girmediğini ve insani bir tutum gösterdiğini açıklamış ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev meselenin bundan sonra barışçıl yolla çözüleceğini bildirmişti. 10 Kasım 2020'de imzalanan üçlü bildiri ile bölgeye yerleştirilen Rus barış birliklerinin buradaki sivillerin ve bölgenin güvenliğini sağlaması ve Rus barış birliklerinin gelmesiyle buradaki Ermeni silahlı birliklerinin bölgeden çıkması gerekiyordu. Fakat bu üçlü bildirinin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen Ermeni silahlıları bölgede kalmaya devam ediyor. Aslında Ermenistan tarafı bu silahlıları burada tutarak, diplomatik görüşmelerde bir araç olarak kullanmayı hedefliyordu. Buradaki silahlılar aynı zamanda Azerbaycan'la diyalog sürecini başlatmak isteyen bölge Ermenilerinin de iradesini rehin almış durumda.

 

Ermeni silahlı birlikleri bölgede kalmakla yetinmeyerek Azerbaycan'ın işgalden kurtarılan çevre bölgedeki inşaat faaliyetlerini tehdit ettiler, bu bölgelere sızarak mayınlar döşediler ve insanların ölümüne neden oldular. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı verilerine göre bölgede 10 bin civarında yasa dışı Ermeni silahlısı, 100'den fazla tank ve zırhlı araç ve füze sistemleri bulunuyor.

 

Uzun zamandır Azerbaycan'ın haklı taleplerine rağmen bu silahlılar bölgeden çıkartılmamıştı. Son olarak 18 Eylül tarihinde bu silahlı birlikleri işgalden kurtarılmış bölgelere sızarak asfalt yola mayın döşedi ve mayının patlaması sonucu 7 Azerbaycan polisi ve inşatta çalışan bir sivil hayatını kaybetti. Azerbaycan İstihbarat Bakanlığı yaptığı açıklamada bu olayı terör olarak niteledi. Döşenen mayınlar sonucunda son 3 yılda 61 Azerbaycanlı hayatını kaybederken, 253 Azerbaycanlı da yaralandı. Konuyla ilgili yapılan uyarılara rağmen gerçekleşen bu sonuncu olay üzerine Azerbaycan tarafından antiterör operasyonu başlatıldı.

 

Antiterör operasyonu

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Azerbaycan ordusunun Karabağ'da anayasal düzeni sağlamak için antiterör operasyonu başlattığını duyurdu. Bakanlık hedefin siviller olmadığını, Rus barış birliklerinin bulunduğu bölgedeki yasa dışı silahlı birlikleri yok etmek olduğunu bildirdi. Açıklamada bu birliklerin Azerbaycan'ın inşaat işlerini geciktirdiği, Azerbaycanlılara mayın terörü ile saldırdığı ve sivillerin geri dönmesini geciktirdiği ifade edildi. Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada sivillere, askeri hedeflerden uzak durmaları, silahlı birliklere yardım etmemeleri ve güvenli bölgelere yerleşmeleri gerektiği hususlarını iletti.

 

Azerbaycan Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada ilk günde Ermeni silahlı kuvvetlerine ait 60'tan fazla mevziinin Azerbaycan ordusunun kontrolüne geçtiğini, 20'den fazla askeri aracın, 40'tan fazla topun, 30'dan fazla havan topunun, 2 uçaksavar füze sisteminin, 6'dan fazla "Martira" radyo-elektronik muharebe istasyonunun ve diğer askeri teçhizatın imha edildiğini bildirdi.

 

Öte yandan, operasyonlar devam ederken, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada Karabağ Ermeni temsilcileri tekrar re-entegrasyon sürecini görüşmek için görüşmeye davet edildi. Fakat antiterör operasyonunu durdurmak için 3 şart koşuldu: Bütün silahlı askerlerin silahlarını bırakması ve teslim olması, Karabağ'daki "cumhurbaşkanlığı", "parlamento", "bakanlık" gibi yasa dışı yapıların ve diğer yapıların lağvedilmesi.

 

Türkiye'nin desteği

Bu operasyonlar devam ederken en kuvvetli destek Türkiye'den geldi. Operasyonun devam ettiği saatlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü sağlama yönünde attığı adımları destekliyoruz" şeklinde açıklama yaptı. New York'ta BM Genel kurulu toplantısında Azerbaycan Dışişleri Bakan Ceyhun Bayramov'la görüşen Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Azerbaycan'ın bu haklı adımlarını desteklediklerini ifade ederken, Savunma Bakanı Yaşar Güler, "her zaman olduğu gibi şimdi de Azerbaycan'ın yanındayız" açıklamasını yaptı.

 

Rusya cephesi

Rus barış birlikleri Azerbaycan'ın antiterör operasyonu konusunda kendilerini bilgilendirdiğini bildirdi. Rus barış birlikleri sadece sivilleri güvenli bölgelere yerleştirme ve yaralıları tedavi etme görevini üstlendi. Rusya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Azerbaycan tarafının operasyon konusunda son dakikada Rusya'yı bilgilendirdiğini açıklamakla yetindi. Ermenistan tarafı Rusya'yı bu bilgiyi onlarla paylaşmamakla suçladı.

 

Operasyonun arka planı

Operasyondan birkaç gün önce Tiflis'te Azerbaycan ve Ermeni STK ve düşünce temsilcileri arasında halk diplomasisi adı altında yani halkların barışmasının yollarının araştırılması amacıyla bir görüşme yapıldı. Görüşmeye katılan Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi Başkanı Ferit Şefiyev kendi X hesabında Ermeni tarafının tezlerini yazdı: Ermeni tarafı 10, 20 veya 30 yıl sonra Azerbaycan'ın zayıflayacağını ve Karabağ'ı geri alacağını düşünüyor. Zaten Azerbaycan da Ermenistan'ın zamana oynayarak, barış anlaşması imzalamak istemeyeceği şüphesi hakimdi. Nitekim, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 5 Ekim tarihinde Granada'da İlham Aliyev'le yapılacak görüşmede bir belge imzalamayacağını belirtti. Öte yandan, Azerbaycan ve Ermenistan arasında nihai barış anlaşması metni ile ilgili tekliflerden sonra Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan taraflar arasında fikir ayrılığının devam ettiğini açıkladı. Yani, Ermenistan sözde Azerbaycan toprak bütünlüğünü tanısa dahi, Karabağ'a özel bir statünün verilmesini ve bunun da kurulacak uluslararası mekanizma ile desteklenmesini isteyerek, buradaki Azerbaycan egemenliğini uluslararası mekanizmaya devredilmesini istiyor.

 

Ermenistan'da gösteriler

Antiterör operasyonunun başlamasıyla Paşinyan, Güvenlik Konseyi'ni toplayarak konuyu görüştü ve askeri müdahale etmeyeceklerini bildirdi. Ermenistan Savunma bakanlığı Azerbaycan-Ermenistan sınırında durumun sakin olduğunu bildirdi. Bununla birlikte gösterilere başlayan Ermenistan muhalefeti Paşinyan'a karşı gösterilerle istifa ve devirme taleplerini gündeme getirdi. Ermenistan cephesinde Rusya'ya karşı tepkiler de artmış durumda. Şimdilik Ermenistan'da ordu ve polis Paşinyan'ın kontrolünde ve Batılı güçler de kendisine destek veriyor. Bununla birlikte Rusya'nın ve ülkede çok da güçlü olmayan muhalefetin Paşinyan'dan rahatsızlığı nedeniyle protestocuların istifa çağrısının ne yöne evrileceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacaktır.

 

Aslında yaşanan bu son gelişmeler Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ve Avrupa Birliği'nin (AB) başarısız bir diplomasisinin sonucudur. Çünkü Azerbaycan ve Ermenistan tarafı, ABD ve AB aracılığı ile son dönemlerde barış görüşmeleri yürütmekteydi ve açıkçası Azerbaycan bu yolla sorunun çözüleceği umudunu taşıyordu. Fakat her iki tarafın son dönemlerde Ermenistan'ın taleplerini tek taraflı dillendirmesi ve Azerbaycan'dan haksız taleplerde bulunması, Fransa'nın Azerbaycan karşıtı radikal tutumları, ABD Senatosu'nda Azerbaycan'a karşı açıklamalar ve Ermenistan'ın anlaşmaları ihlal etmesinin görmezden gelinmesi barış görüşmelerinin kontrolden çıkmasına neden oldu. Bu durum bir taraftan Azerbaycan'da ciddi tepkilere neden olurken, diğer taraftan meselenin görüşmeler yoluyla çözümünün imkansızlığını düşünülmesine yol açtı. Karabağ'ı Azerbaycan toprağı olarak tanıyan ve oradaki yasa dışı silahların varlığının farkında olan Batılı ülkelerde bu operasyona karşı çıkan sesler Azerbaycan'ın Batı'ya karşı güvensizliğini daha da artırıyor.

 

Sonuç olarak, Azerbaycan'ın kendi toprağı olan Karabağ'da başlattığı son antiterör operasyonu AB ve ABD aracılığı ile devam eden barış görüşmelerinin sonuç vermemesinin ve Ermenistan'ın yükümlülüklerini yerine getirmemesinin sonucudur. Bu operasyonun hedefi 2. Karabağ Savaşı sonucunda Rus barış birliklerinin geçici olarak bulunduğu Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde egemenliğini sağlama çabasıdır. Bunun için de 10 Kasım üçlü bildirisi doğrultusunda buradaki yasa dışı yapıların lağvedilmesi, Ermeni silahlıların bölgeden çıkartılması ve Karabağ Ermenilerinin Azerbaycan'a re-entegrasyonunun sağlanması hedefleniyor.

 

[Dr. Cavid Veliyev, Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi]

 

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Dosyalar

Bu Haberi Paylaş: