Scholz'un Türkiye ziyareti iki ülke ilişkileri için ne söylüyor?

Bundan 100 yıl önce 3 Mart 1924’te Almanya, o zamanki adıyla Weimar Cumhuriyeti ile Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti arasında diplomatik ve ekonomik ilişkileri tesis eden bir dostluk antlaşması imzalandı. O günden bugüne Türk-Alman dostluğunda zaman zaman gerilimler yaşansa da ilişkiler zaman içinde gittikçe daha da yakınlaştı.

 

Almanya, Türkiye'nin kendisi için birçok konuda kilit ülke konumunda olduğunu bilmesine rağmen pek çok zaman buna uygun davranmadı ve reel bir politika izlemedi. Almanya eski Başbakanı Angela Merkel döneminde Türkiye ile ikili ilişkiler pragmatik bir zeminde yürüyordu. 2021 seçimlerinde kazanan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümetinin Türkiye ile ilişkilerinde böyle bir politika benimsediği pek söylenemez. Bunda özellikle Yeşiller partisindeki Türkiye karşıtı oluşumun da etkisi büyüktür.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz Türkiye'ye ilk resmi ziyaretini 14 Mart 2022'de yaparak, özellikle Rusya Ukrayna savaşında arabuluculuk yapabilecek konumda ve kabiliyette olan Türkiye ile ilişkilerine önem verdiğini gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ziyarete karşılık olarak 17 Kasım 2023'te Berlin'e resmi bir ziyarette bulundu. Ardından 22 Nisan'da bu sefer Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier Türkiye'ye 3 gün süren bir resmi ziyaret gerçekleştirdi.

 

İkili ilişkileri etkileyen konular

Dış politikada her ülke kendi çıkarlarını gözetir ve her ülkenin buna göre hareket etmesi beklenir. Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve Almanya ile bu hususta belirli gerginlikler yaşasa da artık bu anlayışın değişmeye başladığına dair güçlü emareler var. Almanya'nın Türkiye ile yavaş seyreden ilişkileri hızlandırmak ve daha da derinleştirmek istemesinin altında yatan sebeplerin başında göç ve mülteci meselesi geliyor. Buna ek olarak, Rusya Ukrayna savaşının başta Almanya olmak üzere diğer dünya ülkelerine getirdiği yük ve Orta Doğu'daki çatışmalar da Almanya'yı Türkiye'ye yaklaştıran diğer sebeplerdir.

 

Almanya'da 28 Eylül 2025'te yapılacak genel seçimler ise Almanya'nın dış politikasını şekillendirirken göz önünde tuttuğu önemli durumlardan biridir. Almanya'da yapılan seçim anketlerinde SPD şu anda, Hristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) ardından üçüncü sırada gözüküyor. Mevcut konjonktürde, Almanya’nın Türkiye gibi sağlam müttefiklere ihtiyacı bulunuyor. Scholz'un Türkiye ziyareti, Almanya Başbakanı'nın Türkiye-Almanya ilişkilerinde geçmişte zaman zaman güven kaybına yol açan politikaları bir kenara bırakarak, güvene dayalı bir politika sürdürmek istediğini gösteren önemli bir gelişmedir.

 

Türkiye, Almanya ile ticaretine her zaman ayrı bir önem verdi. Almanya ile olan ilişkilerinde bu ülkede yaşayan 3,5 milyon Türkün varlığını her zaman göz önünde tuttu. Türkiye'nin Almanya ile ilişkilerinde bugüne kadar ön plana çıkan konular vize serbestisi, terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün Almanya'daki faaliyetlerine son verilmesi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için Almanya'nın desteğinin sağlanması ve ekonomik ilişkilerin daha da artırılması şeklinde sıralanabilir. Ancak son ziyaret öncesi buna bir de savunma sanayi ürünleri eklendi. Almanya 2011'den bu yana Türkiye'ye savunma sanayi ürünlerinin teslimatı konusunda farklı gerekçeler sunarak bundan kaçınıyordu.

 

İlişkilerde yeni bir dönem beklentisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Scholz ile Dolmabahçe'de olumlu bir havada geçen görüşmesi ve basın toplantısında iki liderin de sıcak bir tutum sergilemeleri Türk Alman ilişkilerinin yeni bir döneme girmesi hususunda beklentileri artırdı. Basın toplantısında Türkiye'ye Eurofighter uçağı verilmesi hususu ön plana çıktı. Özellikle Alman medyası da bu konuya geniş yer ayırdı.

 

​​​​​​​Türkiye'nin Almanya'dan 700 kalemin üzerinde savunma sanayi ürün talebi bulunuyor. Bu talepler daha çok Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyaçları olarak belirlendi. Bunlardan bir kısmı Scholz daha İstanbul'a gelmeden onaylandı. Türkiye'nin talep ettiği savunma sanayi ürünlerinin bir kısmının daha onaylanacağı sözünü bizzat Scholz basın toplantısında kendisi teyit etti. Tabii bu sözü verirken de Türkiye'nin NATO müttefiki olduğunun altını çizdi.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile sağlam iletişim kanalı olan tek NATO ülkesinin Türkiye olması dolayısıyla, Scholz'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan arabuluculuk isteyip istemediği bilinmiyor, ancak Scholz'un yaklaşık 2 yıldır Putin'le telefonda dahi görüşmemesi Türkiye üzerinden bir iletişim kurmak istemesi ihtimalini de akıllara getiriyor.

 

Türkiye, diplomatik kanalları güçlü ve iletişime açık bir ülke. Özellikle Ukrayna’da, Rusya’nın masaya oturtulması için Batı’nın ve Almanya’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. Almanya dış politika yapıcıları da bunun farkında. Her ne kadar Yeşiller partisine mensup Ekonomi Bakanı Robert Habeck ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bu durumu geç görseler de, Türkiye ile ilişkilerde olumlu yönde bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyorlar.

 

Scholz'un İstanbul ziyaretinden sonra Türk Alman ilişkilerinde yeni bir ivmelenme beklemek mümkün, ancak bunu zaman gösterecek. Gerekli adımların atılması halinde ilişkilerin daha da ilerlemesi mümkün. Burada gidişatı, Almanya'nın Türkiye'ye yönelik atacağı adımlar belirleyecek.

 

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Türk Federasyon editoryal politikasını yansıtmayabilir.

AA.

Dosyalar

Bu Haberi Paylaş: