Sofya-Üsküp arasında 11 Şubat'ta başlayacak uçak seferleri, Bulgaristan ile Kuzey Makedonya arasında ilişkilerin canlandırılmasının sembolik bir adımı olarak değerlendiriliyor.
İki ülke arasındaki birçok sorunun çözümü için 2017'de Dostluk, İyi Komşuluk ve İş Birliği Antlaşması imzalandı. Öte yandan Bulgaristan'ın 2019'da Kuzey Makedonya'nın Avrupa Birliği (AB) ile üyelik müzakerelerine veto uygulaması, ilişkileri durma noktasına getirdi.
Dönemin Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ekaterina Zaharieva, "Bulgaristan düşmanlığı temelli ideolojiye dayanan bir devletin AB'de yeri yok." ifadesini kullanırken, Kuzey Makedonya, Mart 2020'de resmen NATO'nun 30. üyesi oldu ancak AB üyeliği yolunda ilerleme kaydedemedi.
Bulgaristan'da ve Kuzey Makedonya'da iktidar değişimleriyle, iki ülke arasındaki buzların eritilmesine yönelik adımlar atıldı.
Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov ile Kuzey Makedonyalı mevkidaşı Dimitar Kovaçevski hükümetlerinin yakınlaşma girişimleri, her iki ülkede ümidi artırdı.
Başbakanlık görevine geldikten sonra Brüksel'in ardından ikinci resmi ziyaretini Üsküp'e yapan Bulgaristan Başbakanı Petkov, iki ülke arasında sorun teşkil etmeyen meselelere ağırlık vererek ilerleme sağlanmasını önerdi.
Aralarında 174 kilometre mesafe bulunan Sofya ile Üsküp arasında yarın başlayacak ve yarım saat sürecek uçak seferleri, sınırın iki tarafında ilişkilerin canlandırılmasına yönelik sembolik bir girişim olarak yorumlanıyor.
Kuzey Makedonyalılar, üyelik müzakerelerinin Fransa'nın dönem başkanlığında başlamasını ümit ediyor
İki ülke arasındaki yakınlaşma adımlarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Kuzey Makedonyalı siyaset bilimci Blagoyçe Atanasoski, Fransa'nın AB dönem başkanlığı sırasında uzun zamandır beklenen ve çok arzu edilen müzakerelerin başlayabilmesi için 2022'nin ilk yarısında veto sorununa çözüm bulunmasının beklendiğini söyledi.
Atanasoski, çözümü geciktirecek her şeyin, Bulgaristan ile Kuzey Makedonya'nın yanı sıra Batı Balkanlar için bir felaket olacağı yorumunu yaparken, Kovaçevski ile Petrov arasındaki temasların yoğunlaştırılmasını bir fırsat olarak gördüğünü ifade etti.
Kuzey Makedonya kamuoyunun genel olarak Bulgarların, Makedonlara ait her şeyi sahiplenmek istediğine inandığını vurgulayan Atanasoski, AB üyelik müzakerelerine devam edebilmek için iki ülke tarihinde yaşananlar konusunda Kuzey Makedonyalıların "Bulgarların haklı olduğunu kabul etmesinin istendiği" görüşünü taşıdığını belirtti.
Atanasoski, kısa bir rota olduğundan Sofya-Üsküp arasındaki uçak seferlerinin ekonomik açıdan uygun olup olmayacağının görülmesi gerektiğini ancak uçuşun sembolik değeri olduğuna dikkati çekti.
"Taraflar sorun teşkil eden konulardan uzun süre kaçamazlar"
Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Kuzey Makedonya Raportörü İlhan Küçük, Bulgaristan-Kuzey Makedonya arasındaki ilişkilerin en düşük seviyeye geldiğini ancak her iki ülkede yeni hükümetlerin iktidara gelmesiyle belirgin bir canlanma yaşandığını kaydetti.
Küçük, yeni hükümetlerin, yeni oldukları için güven kredilerinin daha yüksek olduğunu, dolayısıyla kısa vadede ilişkilerde istikrar sağlanabileceğini belirtirken, "Ancak taraflar sorun teşkil eden konulardan uzun süre kaçamazlar. Mesela tarihi meseleleri, karma tarih komisyonun eline bırakılabilseler dahi, insan hakları meseleleri ve Kuzey Makedonya'daki Bulgarların hakları, görmezden gelinecek sorunlar değil. Bu soruna Avrupa çözüm bulmalı. Müzakere çerçevesine dahil edilmeli. AB, bu konuyla ilgili bir garanti sağlamalı. Çözüm de gerçekten Avrupalı olmalı. Bulgarları, Karadağlıları ve Hırvatları kapsamalı. Onlar da ülkenin anayasasında 'devleti oluşturucu unsurlar' olarak yerlerini bulmalılar." dedi.
Bulgarların, Kuzey Makedonya anayasasında yer almasının, ikili sorunların çözümünün "püf noktası olduğunu" belirten Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev 'hemen' olmasını istiyor. Kuzey Makedonya'nın, anayasasını şimdi değiştirmesini talep ediyor. Oysa böyle bir değişiklik yakın bir zamanda mümkün olmayacak. Toplumsal bir görüş birliği ve Makedon parlamentosunda yeterli oy çoğunluğu da yok. Üstelik böyle bir anayasal değişiklik için milletvekillerin üçte ikisinin desteği şart." diye konuştu.
Bu sorunun, AB üyeliğinden hemen önceye bırakılmasının iyi bir yaklaşım olmayacağını da dile getiren Küçük, daha rasyonel bir yaklaşımla müzakere fasılları sürecinde karara bağlanması gerektiğini söyledi.
Küçük, iki ülke arasında karşılıklı güvenin yeniden oluşturulması için atılabilecek adımlar konusunda da "2017'de imzalanan antlaşma, tek başına tüm sorunlara çözüm getiremez. Sadece görüşmelerin başlatılması için bir garanti ve temel oluşturur. Bu anlaşmada kurumsal bazı meseleler de yer alıyor. Örneğin nefret dilinin kökten yok edilmesi, tek hamleden oluşan bir eylem olamaz, uzun zaman alacaktır. Karma tarih komisyonunun alacağı kararlar da sonradan ders kitaplarına yansıtılacak, bu da uzun zaman alacaktır." dedi.
Kuzey Makedonyalıların şu anda "Sofya'nın dışındakilerle değil, Sofya ile müzakerelerin peşinde" olduğunu ifade eden Küçük, "İkili ilişkilerde bir atılım olabilmesi için iki kişinin veya iki hükümetin çabaları yetersiz kalır. İlerleme, toplumsal bir enerjiye ihtiyaç duyar, medyanın, sektörel politika temsilcilerinin, üniversitelerin, okulların oluşturacağı ağlar sayesinde sağlanabilir. Sadece siyasi konjonktüre güvenerek sağlıklı sonuç alınamaz. Yarın öbür gün bir ülkede hükümet değişince ne olacak, yeni iktidarın iradesi yetersiz olursa ne olacak? Her iki ülkede karşılıklı toplumsal güven oluşturulduğunda politikacılar rotayı değiştiremez." değerlendirmesini yaptı.
İlhan Küçük Sofya-Üsküp seferi için de "Ben otomobille yolculuk yapıyorum. Yolculuğum 3 saat sürüyor. 8. Koridorun bir bölümü onarıldıktan sonra bu süre 2 saat 40 dakikaya iner. Bana göre uçağa gerek kalmaz." diye konuştu.
"Kuzey Makedonya'nın AB üyeliğine karşı kullanılan vetonun kaldırılması, Bulgaristan'da iktidarın siyasi sonu olur"
AA muhabirine konuşan Sofya Üniversitesi Tarih Fakültesi Balkanlar Çalışmaları Kürsüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hristo Matanov da Bulgaristan'ın Kuzey Makedonya'nın AB üyeliği için getirdiği "formalite" gerekçesinin, 2017 tarihli Dostluk, İyi Komşuluk ve İş Birliği Antlaşması'nın ihlali olduğunu söyledi.
Antlaşmaya istinaden ortak bayram ve yıl dönümlerinin kutlanması, ders kitaplarından hakaret içeren ifadelerin çıkarılması ve diğer bazı adımların atılmasının öngörüldüğünü anımsatan Matanov, "Kuzey Makedonyalılar, bu anlaşmanın, ulusal kimliklerini ihlal ettiğini düşünüyorlar. Oysa Bulgaristan asla böyle bir meseleyi gündeme getirmemiştir. Bulgaristan'ın onaylamadığı şey, Kuzey Makedonya'da Bulgaristan'a karşı nefret dilinin kullanılması ve tarih kitaplarının yazılış tarzdır." diye konuştu.
Matanov, Kuzey Makedonya'nın AB üyeliği için müzakerelere devam etmesine izin verilmesi halinde bu ülkenin Bulgar düşmanlığı, nefret dili ve diğer her sorunu AB'ye taşımış olacağını, böyle bir durumda artık o soruna müdahale etmenin imkansız hale geleceğini belirtti.
ABD ve AB'nin, ikili ilişkilerin düzeltilmesi için hem Bulgaristan hem de Makedonya'ya baskı yaptığını ifade eden Matanov, "Geri adım atması için Bulgaristan üzerindeki, baskı çok daha büyük. Elbette ABD ve büyük Avrupa ülkeleri için aramızdaki sorunlar önemli değil. Bir takım ders kitaplarında neler yazıyor, bizim Kuzey Makedonya ile aramızdaki tarihsel anlaşmazlıklar nedir? Oysa bizim için bunlar çok önemli. Amerikalılar açısından tarih pek önem taşımaz. Onlar şimdiki zamana ve geleceğe bakarlar. Bizden de aynı yaklaşımı beklerler. Oysa biz elbette böyle davranamayız." dedi.
Matanov, ikili görüşmelerde tarihi meseleler gibi konuların geri plana atılması gerektiğini düşünen Bulgaristan Başbakanı Petkov'un ekonomi, altyapı ve diğer meseleleri ön plana çıkarma niyetinde olduğunu hatırlatarak, sorunları halının altına süpürme yaklaşımının, bunların ortadan kalkmasını sağlamayacağına vurgu yaptı.
Bulgaristan'ın Fransa'nın dönem başkanlığında Kuzey Makedonya'nın AB üyeliğine karşı kullandığı vetoyu kaldırma ihtimali için de "Bulgaristan'ın yeni iktidarına bunu kabul etmelerini tavsiye etmem çünkü bu onların siyasi sonu olur." diyen Matanov, Sofya ile Üsküp'ün birbirlerine çok yakın olmasının, uçak seferlerin devamlılığı önünde engel teşkil edebileceği yorumunu yaptı.
AA.